Cumhuriyet…
Bir milletin yeniden doğuşu, bir kadının başını dik tutuşu, bir çocuğun geleceğe umutla bakışıdır.
O umut, bir adamın kalbinden doğdu: Mustafa Kemal Atatürk.
O, bir ulusun karanlığını aydınlatan, küllerinden doğan bir meşaleydi.
Atatürk’ün ışığında büyüdük biz.
O ışık, bize okumayı, düşünmeyi, üretmeyi öğretti.
Kadın olmanın utanç değil, onur olduğunu gösterdi.
Bir ulusun kaderini değiştiren yürekle, kalemle, inançla yürümeyi öğretti.
Bugün, bize emanet ettiği Cumhuriyet’in 102. yılında, aynı gururla söylüyorum:
Cumhuriyetimizin izinde, Atatürk’ün ilkelerinden ödün vermeden; bize armağan edilen bu eşsiz değere sımsıkı sarılmalıyız.
Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim değil;
bir yaşam biçimi, bir ahlak, bir onur meselesidir.
Kadının sesi, gencin umudu, çocuğun gülüşüdür.
Ve o ışık — Atatürk’ün ışığı — yandığı sürece, hiçbir karanlık bize yolumuzu unutturamaz.
Bugün o ışığın altında gururla yürüyorum.
Bir Türk kadını olarak, bir Cumhuriyet evladı olarak…
Gözlerimde minnet, kalbimde inanç, dilimde o ölümsüz söz:
“Ne mutlu Türküm diyene!”
---
Gönül Notu:
Atatürk’ün ışığı, yüreğimizde sonsuza dek yanacak bir Cumhuriyet meşalesidir.
O meşaleyi taşıyan her kalp, bu ülkenin gerçek umududur.
Bir Selam Olsun Ata’ya
Uykusuz gecelerde bir yıldız parlar,
O’dur karanlıkta yolumuzu aydınlatan.
Her 29 Ekim’de kalbimizde yankılanır,
“Var ol, ey Cumhuriyet!” diye haykıran.
– Recebiye Çatak Sezer
29 Ekim 2025 – Cumhuriyetimizin 102. yılına armağan